Korku aklı dondurur…
Korkan kendinizi gözlemleyin…
Nasıl?
Düşünen ve davranan kendinizi gözlemleme becerinizden yararlanın…
Bir anda bilgisayarınızda hangi program çalışırsa çalışsın, diskinizde yüklü başka bir progrma klikleyinca o nasıl arka planda çalışmaya başlayacaksa, kendinizi gözlemlemenize olanak tanıyan “yüksek düşünce işlevi” programı çalışmaya başlayacaktır…
ve bu sayede “korkan” kendinizi gözlemleyebilirsiniz…
ve elbette bu bir metafor… aslında zihnimiz o kadar muazzam bir süperbilgisayar ki (aslında bir kuantum bilgisayar), tüm programlar aynı anda aktif ve işlevsel !
peki biz nasıl oluyor da bu kadar program “sanki çalışmıyormuş” gibi davranıyoruz ?
veya bu programların çalıştığını fark etmiyoruz ?
anahtar kelime : “dikkati yöneltmek…” diğer bir deyişle “odaklanmak”…
“Dikkatinizi nereye verirseniz, enerjinizi oraya verirsiniz”…
Bu evrensel bir kural… Rezonans Kanunu’nun ve insanın “yaratım” becerisinin temel prensibi…
Dikkatinizi korkunuza, endişenize, yarınların belirsizliğine verirseniz, başarırsınız… Çünkü o düşünceyi beslersiniz. Bunu yapan dikkatiniz vasıtası ile ilgili düşünceye
beden vermek üzere o düşünceye akıttığınız yaratıcı enerjidir.
Düşüncelerimizin yaratımımızın hammmaddesi olduğunu öğrenmiştik, hatırlayın…
Korktum mu, endişelendim mi.. Evet…
Neden? çünkü bir “insan olma deneyimi yaşıyorum”…
Peki bu duygudan ibaret miyim?
Ben korkudan ve endişeden mi mamülüm ? ; Hayır…
Ben duygularımdan daha fazlasıyım, endişeden daha fazlasıyım, ben var olmuş tüm insani duyguların hepsinin toplamından çok daha fazlasıyım…
Biliyorum ki her duygu benim için sadece bir “deneyim”… Ama benliğim, hepsinden fazlası ve benimle hep var olacak olan…
Bu evrende, sadece duygularımla değil, yüksek benliğim ile, yaratıcı gücümle varım…
Öyleyse, fark edeyim ki ne zaman ben duygularımı değil; duygularım beni yönetmeye başlıyorsa, dikkatimi o duyguya değil, (arka planda hep ama hep çalışmakta olan) o duyguları gözlemleyen Yüksek Benliğime odaklayayım… Ve bu duygulardan ibaret olmadığımı, sadece deneyim için burada olduğumu, iyiyi ve daha iyiyi yaratacak, mucize kelimesini sözlüğüme alacak güce sahip olduğumu hatırlayarak, gerçeklik olarak gördüğüm deneyimin harcına “mucizeleri” katayım…
Mucizelerimle dünyayı değiştireyim ve sonra keyifle bakıp (yine ona bakan Ben’i gözlemlerken) bu dünyaya “Çok güzel oldu” diyeyim…
Ben “iyiye” gideyim ki, “birlikte iyiye, daha iyiye” diyebileyim..
Sevgiyle…
1 971 yılında İzmir’de doğdum. İzmir Atatürk Lisesini bitirdikten sonra 1992 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği bölümünden mezun oldum.
1992-1994 yıllarında Ar-Ge Mühendisi olarak çalıştıktan sonra Bilişim sektörüne adım attım. Bu sektördeki altı yıllık profesyonel deneyimimin ardından 2000 yılında e-Çözüm Bilişim‘i kurdum. İzmir ve İstanbul’da şubeleri bulunan firmamda Genel Müdür olarak görev yapmaktayım.
2013 yılında Silva Metodu ile tanışıncaya kadar “Spiritüel”, “Sezgi” ve “Sağ beyin” gibi kavramlar bana çok uzak ve yabancıydı. Silva Metodu eğitiminden sonra yaşamım tamamen değişti. Benim için Silva eğitiminin en önemli kısmı “Yaşam Amacına Bağlanma” çalışmasında keşfettiklerimdi. Ve o anda insanlara, içlerindeki muazzam potansiyeli hatırlamaları ve görmeleri için yardımcı olmaya karar verdim. Ve Silva Metodunun bunun en iyi yolu olduğuna inandım. Bir düşünün, Yaşam Amacınızı ve o amacı gerçekleştirecek yolu AYNI ANDA keşfediyorsunuz. Bundan daha muhteşem ne olabilir!
Eğitimden sonraki süreçte katıldığım ve her birinden çok keyif aldığım sayısı 10’u geçen eğitim tekrarı ve 20’nin üzerindeki mezun toplantıları beni Silva Ailesinin ayrılmaz bir parçası yaptı. Silva Türkiye Direktörü Ayşen Edis, Yetkili Silva Eğitmeni Gülgün Sharafat ve 48 yıldır Silva ailesinde olan, Silva Metodu Eğiticilerin Eğitmeni Ken Coscia beni eğitmen olmam için cesaretlendirdiler, desteklediler ve yardımcı oldular.
Silva Metodu eğitiminden sonra Ken Coscia’dan Silva Üstadlık Semineri ve Laura Silva’dan Silva Tezahür Ettirme Seminerlerini aldım.
Bir iş insanı, mühendis ve baba olarak asıl işim karar vermek ve sorun çözmektir. Yıllarca sadece analitik olarak (sol beyinle) yaptıklarımı, Silva Metodundan sonra tüm bunları analitik ve sezgisel olarak, beynimi tıpkı bir dahinin beyni gibi bütünsel olarak kullanarak yapmanın muazzam deneyimini yaşadım.
Silva Metodu deneyimimi tek kelimeyle açıklıyorum: “İnsan zihninin ne için tasarladığını fark ettim”
Benim için muazzam bir yolculuktu,
Şimdi, deneyimlerimi yeni katılımcılarla paylaşarak yaşam amacıma hizmet etme zamanı.
Silva Metodu benim yaşamımı değiştirdi,
Şimdi sıra sizde

